Cuma, Temmuz 01, 2011

..

Kendimden bir kez daha burham burham nefret ediyorum.

Bugüne kadar hayatımda hiçbir şey istediğim gibi olmadı. Seçtiğim bütün yolları sadece mecbur olduğum için seçtim. Bir tek şey dışında; yaşamımı bırakıp İngiltere'ye gitmek..
Günlerin bitmesini istemediğim, hayatın tadına belki de ilk kez sahiden vardığım o neşeli günler su gibi geçti gitti.

Nefret ettiğim ve kaçtığım hayatıma dönmek zorunda kaldım.
O noktadan beri kendimi sadece besin almak ve nefes alıp vermek suretiyle kendini canlı tutmak zorunda olan hücreler topluluğu olarak görmekteyim. Yaşamımın göstergeler bölümü kırıldı. İçimdeki canavar ise yeniden ortaya çıktı. O neşeli ve ışık saçan fotoğraflarımdaki kıza benzemiyorum. Kendimden ve yaşamımdan nefret ediyorum.

Kafamın içindeki hayali dünyada bile benim için bütün olanakların bittiğini hissediyorum.
Hayatının anlamını, neden burada ve canlı olup, neden hala ölmediğini, ne yapmak için yaşadığını, dünyadaki sebebini bilmeyen birçoklarınız kadar zavallıyım. Hala hayatı hak edecek kadar değerli miyim?

Bu sabah rüyamda hiç tanımadığım ama kötü olduğunu bildiğim bir adam alnıma dokunarak beni bir başka boyuta yolladı. O anlarda o kadar dehşete kapılmıştım ki bana ölmüşüm gibi geldi. Ölme anını deneyimlemiş gibi hissediyordum uyandığımda.

Para, kariyer, iş güç sahibi olmak, evlenmek, çocuk yapmak derken emeklilik fonu için para ayırmak, yaşlanmak, emekliliğine ne kadar kaldığını hesaplamak, ev-iş-çocuklar-ev işleri arasında harcadığın ve aslında dünyada neler kaçırdığını bile fark etmeden, sırf elalem, annem babam ne der korkusuyla ve toplum baskısıyla kurduğun bu suni düzen içinde insafsızca harcadığın güzelim ömürlerinize yazık değil mi?

Şimdi benden de bu anlamsız "hayat" döngüsüne katılmam bekleniyor..

Hayatta istediğim herşeyi yapacak kadar şanslı olamadım. İstediğim herşey de olmadı zaten. Şimdi çok kırgınım ve hayata trip atıyorum.

Tanrı'nıza inanmıyorum..
İnandıracak hiçbir şey olmadı.